Türkü ERBİL/ SONKALEİZMİR- AK Parti'nin 8. Olağan Büyük Kongresi'nin ardından genel sekreterlik görevine getirilen AK Parti İzmir Milletvekili Eyüp Kadir İnan İzmir'e geldi. Genel Sekreter ve Milletvekili İnan, İl Başkanı Bilal Saygılı ile görev değişikliğine dair AK Parti İzmir İl Başkanlığı'nda basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda İzmir Milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Yaşar Kırkpınar, İl Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran, İl Gençlik Kolları Başkanı Mehmet Emin İçelli, İl Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran, İl Başkan Yardımcıları Safa Narlı, Cüneyt Dayhan, MKYK üyesi Ceren Tuncer ile İl Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Çölmekçi yer aldı.
"ALIN TERİYLE GELDİĞİ NOKTA ÖRNEK OLDU"
İl Başkanı Bilal Saygılı, yaşananan görev değişikliğine dair, "Hem İzmir için hem partimiz için çok kıymetli bir durum. Partimizde akıl teriyle mücadele eden insanların sıfırdan nereye geldiğinin örneği olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Kongre sürecini aktardıktan sonra yaşadığı görev değişikliğine dair açıklamalarda bulunan Genel Sekreter Eyüp Kadir İnan, "Yüce Meclisimizde, İzmir'imizi de gururla temsil etmeye de devam edeceğiz. Ben çok yakından biliyorum ki Cumhurbaşkanımız İzmir'i çok seviyor. İzmir'in meseleleriyle yakından ilgileniyor ve İzmir'de Cumhurbaşkanımızı çok seviyor. Biz bu sevgiyi hep birlikte daha fazla büyüteceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız bizlere ilk MKYK toplantımızda önemli bir görevi, partimizin genel sekreterlik görevini takdim ettiler. Kendisine ve MKYK'mıza gerçekten çok teşekkür ediyoruz" diye konuştu.
"İZMİR'İN GENEL SEKRETERİ VAR"
İzmir Milletvekilliği görevini 'güçlenerek' sürdüreceğime değinen İnan, "İzmir'in İzmirli, İzmir'i tanıyan, İzmir'de doğup büyüyen, İzmir'de siyaset yapan teşkilatçı, güçlü milletvekilleri var. İzmir'in AK Parti İl Başkanı var, İzmir'in bir de AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri var. Bu minvalde çalışmalarımızı sürdürmek için İzmir'de her zaman olmaya ve İzmir'i yakından takip etmeye Ak Kadro olarak devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"İCRAAT GÖREMEDİK"
Mevcut yerel yönetim kadrolarını eleştiren İnan, "Bugün İzmir'in ticaretini, istihdam sürecindeki sıkıntılarını konuşmak yerine, esnafın, gençlerin, kadınların sıkıntılarını konuşmak yerine, bunların her türlü sıkıntılarına çözüm üretmek yerine, hala bulunmuş oldukları makamları belli başlı vesayet tutumları için araçsallaştırmaya çalışan insanları kınadığımızı buradan ifade etmek istiyorum. Bu sivil toplum kuruluşlarımızın üyelerine de seslenmek istiyorum. Bu açıklamaları yapan şahıslar sizin kurumunuzu önemsemiyor. İzmir'i ticaret için önemsemiyor. Biraz önce ifade ettiğim başlıkları önemsemiyor. Bugün İzmir Büyükşehir Belediyesi, Cumhuriyet Halk Partisi'nin yönettiği yerel yönetim anlayışına bir tane dahi eleştiri bu arkadaşlardan duymuyoruz. Bulunmuş oldukları makamlar İzmir'in sanayisine, iş adamlarının, fabrika temsilcilerine meselelerini konuşmak için, değerlendirmek için toplanılmış meclislerdir. Peki burada şehrimiz için, kentimiz için, bu şehri geriye götüren yerel yönetimlerle ilgili en ufak bir eleştiri biz bu arkadaşlardan göremiyoruz. O nedenle bu davranışlara yönelik, bu vesayet tutumlarına yönelik tavrımız nettir. Önümüzdeki günlerde milletvekillerimizle birlikte yerel konuları, daha detaylı takip ettiğimiz ve açıklamalar yaptığımız dönemler olacaktır. Bugün il başkanımız başta olmak üzere milletvekillerimizle birlikte bize ulaşan hangi talep, hangi sorun, hangi problem varsa yakinen ilgilenen bizleriz. Mart ayına gidiyoruz. Ve şehrimize kazandırdıkları tek bir kalem dahi icraatı bizler göremedik. Bu manada İzmir bize yerel seçimlerde muhalefet etme görevi verdi. Bu muhalefet etme gücümüzü daha etkin bir şekilde kadrolarımıza birlikte göstermiş olacağız"
"MEGA BİR ESER KAZANDIRDIK"
Açılamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanırlayan İnan, "Bu saatten sonra da tüm enerjimizi şehrimiz için ve şehrimizin kronik sıkıntıları için aktaracağız ve tüm enerjimizi buna harcayacağız. Fakat emin olun ki biz milletvekillerimizle birlikte bizim tüm mesainiz şehrimiz için geçiyor. Biz merkezi hükümetiz. Milletimiz bizi 14 Mayıs'ta güçlü bir şekilde işbirliğe, iş başına getirdi ve bizi parlamentoya gönderdi. Biz hastane konusunda şehrimize mega bir eser kazandırdık. Statlar konusunda mega projeleri şehrimize kazandırdık. Öte yandan Kültür ve Sanat Fabrikası'nı görüyorsunuz. Bunları kazandırdık. Bunları kazandırmaya da devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
"SEYİRCİ KALAMAYIZ"
Kentin sıkıntılarına odaklanmak konusunda kararlı olduklarına değinen İnan, "Bugün yağmur çiseledik. Yağmur yağdı demiyorum. Yağmur çiselediğinde dahi İzmir'le hemşehrilerimizin trafik çilesi büyük bir işkenceye dönüşüyor. Bu yerel yönetimlerin alt yapıda artık çürümeye giden hizmetsizlik durumunda. İzmir'le hemşehrilerimize merhem olmak istiyoruz. İzmir'de şehircilik Cumhuriyet Halk Partisi'nin yüzünden çökme durumuna geldi. Bunun çilesini İzmirli vatandaşlarımızın daha fazla çekmesine de seyirci kalamayız" diye konuştu.
"ÇUVALDIZI KENDİMİZE BATIRIYORUZ"
"Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul'dan Cumhurbaşkanlığına giden bir süreci var. Yerelden iktidara gidiliyor. İzmir'de de İzmir'i alabilmek, Büyükşehir'i alabilmek yerelden başlar. Sizde yedi tane ilçe belediye başkanlığı varken önce beşe düştü sonra bugün bire. Nasıl bir strateji uygulayacaksınız ki İzmir'i alabilmek, Büyükşehir Belediyesi'ni alabilmek için?" sorusunu yanıtlayan İnan, "Şöyle biz tabi 30 bin Mart öncesi tüm gayretimizi ortaya koyduk. Tüm kadrolarımızla birlikte şehrimizin sıkıntılarını ilk önce halletmek, sonra da kentimizi marka haline getirmek için yerel yönetimde kazanmayı çok arzu ettik. Eksiklerimiz bizim eksiklerimiz. Çuvaldızı biz kendimize batırıyoruz. İzmir'le hemşehrilerimizin daha fazla gönlüne giremek, hizmet ettime aşkımızı daha fazla izah ederek bu süreci tamamlayacağız. Sosyoloji hızla değişiyor. Şehrimizin ihtiyaçları hangi konuda varsa ulaşımdan teknolojiye kadar, sağlıktan, eğitim alanına kadar; batandaşımıza daha net bir şekilde kulak vererek hızlı çözümleri biz her bir ilçeye ulaştırma noktasında kararlılık içindeyiz. Bugün Ödemiş ilçemizin sıkıntısı farklı. Konak ilçemizin sıkıntısı farklı. Kılık ilçemizin sıkıntısı farklı. Hamdolsun tüm 30 ilçemizi temsil eden kadrolarımız var. Bu sorunlar ekseninde çözüm kararlarımızı daha net bir şekilde ortaya eylemlerimizle birlikte koyacağız. Takdir İzmirlilerindir. Biz şehrimizde hizmet etmeyi çok arzuladık. Bu olmadı. Bu bizim şehrimize ne sevgimizi azaltır. Ne de daha farklı sonuçlar doğurur. Biz İzmirliyiz. İzmir'in her sokağında varız. İzmir'in her türlü güzelliğinin de varız. İnşallah bu güzellikleri daha fazla anlatarak sevdamıza, aşkımıza her zaman yenileceğiz" diye konuştu.
Soruların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Ben Atatürk'ün koltuğunda oturuyorum. Atatürk, 'Yurtta barış, dünyada barış' demişti... Türkiye'de terör sona ersin" açıklamalarına tepki gösteren İnan, şu ifadeleri kullandı:
"'Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğunda oturuyorum. İşte ben kuruluşun partisinin genel başkanıyım. Kuvayi Milliye Ruhu'ndan geliyorum' gibi, Sanki Kuvayi Milliye Ruhu'nun tek sahibinin kendi olduğunu gören bir anlayıştan hızla çıkması lazım. Kuvayi Milliye'ye, Edirne'den Hakkari'ye kadar tüm milletindi. Cumhuriyet Halk Partisi de tek parti olarak milletin tek temsilcisiydi. Siz Gazi Mustafa Kemal'in koltuğunda oturmak ile Sayın Özel onur ve gurur duyuyor olabilirsiniz. Bu çok doğal. Tüm vatandaşlarımız eminim ki bundan gurur duyardı. Fakat keşke Gazi sağ olsaydı da miras bıraktı koltuğunda şaibeler, iddialar, deste deste para görüntüleriyle oturmuş olarak sizi görseydi. Sizi oturmakta gurur duyduğunuz o koltuğun sahibi Atatürk'te siz de gurur duyar mıydı? Sizin o koltukta oturmakta gurur duyduğunuzda eminim. Atatürk sizinle gurur duyar mıydı? Bundan emin değilim. Bu noktada, Sayın Özel kendi parti için sarsıntılarını, şaibi iddialarını oturduğu koltuğu sağlamca tutmak için lütfen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü kullanmaktan vazgeçsin diyorum" ifadelerini kullandı.
"MEGA BİR ESER KAZANDIRDIK"
Açılamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanırlayan İnan, "Bu saatten sonra da tüm enerjimizi şehrimiz için ve şehrimizin kronik sıkıntıları için aktaracağız ve tüm enerjimizi buna harcayacağız. Fakat emin olun ki biz milletvekillerimizle birlikte bizim tüm mesainiz şehrimiz için geçiyor. Biz merkezi hükümetiz. Milletimiz bizi 14 Mayıs'ta güçlü bir şekilde işbirliğe, iş başına getirdi ve bizi parlamentoya gönderdi. Biz hastane konusunda şehrimize mega bir eser kazandırdık. Statlar konusunda mega projeleri şehrimize kazandırdık. Öte yandan Kültür ve Sanat Fabrikası'nı görüyorsunuz. Bunları kazandırdık. Bunları kazandırmaya da devam edeceğiz" dedi.
"SEYİRCİ KALAMAYIZ"
Kentin sıkıntılarına odaklanmak konusunda kararlı olduklarına değinen İnan, "Bugün yağmur çiseledik. Yağmur yağdı demiyorum. Yağmur çiselediğinde dahi İzmir'le hemşehrilerimizin trafik çilesi büyük bir işkenceye dönüşüyor. Bu yerel yönetimlerin alt yapıda artık çürümeye giden hizmetsizlik durumunda. İzmir'le hemşehrilerimize merhem olmak istiyoruz. İzmir'de şehircilik Cumhuriyet Halk Partisi'nin yüzünden çökme durumuna geldi. Bunun çilesini İzmirli vatandaşlarımızın daha fazla çekmesine de seyirci kalamayız" diye konuştu.
"ÇUVALDIZI KENDİMİZE BATIRIYORUZ"
"Sayın Cumhurbaşkanının İstanbul'dan Cumhurbaşkanlığına giden bir süreci var. Yerelden iktidara gidiliyor. İzmir'de de İzmir'i alabilmek, Büyükşehir'i alabilmek yerelden başlar. Sizde yedi tane ilçe belediye başkanlığı varken önce beşe düştü sonra bugün bire. Nasıl bir strateji uygulayacaksınız ki İzmir'i alabilmek, Büyükşehir Belediyesi'ni alabilmek için?" sorusunu yanıtlayan İnan, "Şöyle biz tabi 30 bin Mart öncesi tüm gayretimizi ortaya koyduk. Tüm kadrolarımızla birlikte şehrimizin sıkıntılarını ilk önce halletmek, sonra da kentimizi marka haline getirmek için yerel yönetimde kazanmayı çok arzu ettik. Eksiklerimiz bizim eksiklerimiz. Çuvaldızı biz kendimize batırıyoruz. İzmir'le hemşehrilerimizin daha fazla gönlüne giremek, hizmet ettime aşkımızı daha fazla izah ederek bu süreci tamamlayacağız. Sosyoloji hızla değişiyor. Şehrimizin ihtiyaçları hangi konuda varsa ulaşımdan teknolojiye kadar, sağlıktan, eğitim alanına kadar; batandaşımıza daha net bir şekilde kulak vererek hızlı çözümleri biz her bir ilçeye ulaştırma noktasında kararlılık içindeyiz. Bugün Ödemiş ilçemizin sıkıntısı farklı. Konak ilçemizin sıkıntısı farklı. Kılık ilçemizin sıkıntısı farklı. Hamdolsun tüm 30 ilçemizi temsil eden kadrolarımız var. Bu sorunlar ekseninde çözüm kararlarımızı daha net bir şekilde ortaya eylemlerimizle birlikte koyacağız. Takdir İzmirlilerindir. Biz şehrimizde hizmet etmeyi çok arzuladık. Bu olmadı. Bu bizim şehrimize ne sevgimizi azaltır. Ne de daha farklı sonuçlar doğurur. Biz İzmirliyiz. İzmir'in her sokağında varız. İzmir'in her türlü güzelliğinin de varız. İnşallah bu güzellikleri daha fazla anlatarak sevdamıza, aşkımıza her zaman yenileceğiz" diye konuştu.
ÖZGÜR ÖZEL'E TEPKİ
Soruların ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Ben Atatürk'ün koltuğunda oturuyorum. Atatürk, 'Yurtta barış, dünyada barış' demişti... Türkiye'de terör sona ersin" açıklamalarına tepki gösteren İnan, şu ifadeleri kullandı:
"'Bugün Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün koltuğunda oturuyorum. İşte ben kuruluşun partisinin genel başkanıyım. Kuvayi Milliye Ruhu'ndan geliyorum' gibi, Sanki Kuvayi Milliye Ruhu'nun tek sahibinin kendi olduğunu gören bir anlayıştan hızla çıkması lazım. Kuvayi Milliye'ye, Edirne'den Hakkari'ye kadar tüm milletindi. Cumhuriyet Halk Partisi de tek parti olarak milletin tek temsilcisiydi. Siz Gazi Mustafa Kemal'in koltuğunda oturmak ile Sayın Özel onur ve gurur duyuyor olabilirsiniz. Bu çok doğal. Tüm vatandaşlarımız eminim ki bundan gurur duyardı. Fakat keşke Gazi sağ olsaydı da miras bıraktı koltuğunda şaibeler, iddialar, deste deste para görüntüleriyle oturmuş olarak sizi görseydi. Sizi oturmakta gurur duyduğunuz o koltuğun sahibi Atatürk'te siz de gurur duyar mıydı? Sizin o koltukta oturmakta gurur duyduğunuzda eminim. Atatürk sizinle gurur duyar mıydı? Bundan emin değilim. Bu noktada, Sayın Özel kendi parti için sarsıntılarını, şaibi iddialarını oturduğu koltuğu sağlamca tutmak için lütfen Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü kullanmaktan vazgeçsin diyorum"