Eğitim Sen (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası), “uzaktan eğitim” raporunu açıkladı. “Eğitim Sen Uzaktan Eğitime Yakından Bakıyor” başlıklı raporda çarpıcı tespitler yapıldı. Pandeminin ilk aylarında uzaktan eğitimden kopan çocukların sayısının yaklaşık 6 milyon olduğu kaydedilen raporda, MEB Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü'nün son açıklamasına göre, 21 Eylül 2020- 30 Nisan 2021 tarihleri arasında ancak 12 milyon 805 bin öğrenci EBA'yı etkin biçimde kullandığı hatırlatıldı.
Raporda, “Zorunlu eğitime kayıtlı öğrenci sayısı yaklaşık 18 milyondur. Bu veriden özel okul öğrencileri çıkarıldığında, 4 milyona yakın çocuk ve gencin ne uzaktan eğitimde ne de yüz yüze eğitimde olduğunu kolayca tahmin edebiliriz” ifadelerine yer verildi.
Raporda özetle şu değerlendirme ve tespitler yapıldı:
EĞİTİM ÖNCELİK SIRALAMASINDA EN GERİDE BIRAKILDI
Pandeminin ilk aylarında sağlık hizmetlerinin ve yaşamın sürdürülmesine katkıda bulunan temel üretim hizmetlerinin öncelenmesi anlaşılabilir bir durum iken, pandeminin ilk altı ayından sonra geçen zaman diliminde en geride bırakılan kamusal hizmet alanlarından birisi eğitim oldu.
Araştırmamız Türkiye'de ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde sürdürülmekte olan uzaktan eğitimin yeterli ve etkili biçimde sürdürülemediğini, öğretmenlerin uzaktan eğitime ilişkin yargılarının oldukça olumsuz olduğunu ortaya koymuştur.
Uzaktan eğitimin koşulları oluşturulamamış ve ‘eğitim süreci devam ediyormuş algısı' yaratılmıştır.
Öğrencilerin çevrimiçi derslere katılımının düşüklüğü bu yargıyı büyük ölçüde desteklemiştir.
OKULLARI EN UZUN SÜRE KAPATAN DÖRT ÜLKEDEN BİRİ TÜRKİYE
Yoksulluğun çok katmanlı yaşandığı bu dönemde zorunlu eğitim çağındaki en kırılgan öğrenci kesimlerinin belirlenmesi ve desteklenmesi son derece önemlidir.
Bu kesimler, derin yoksulluk içinde bulunan evlerdeki çocuklar, evlerde toplumsal cinsiyet rollerine yönlendirilen kız çocukları, anadili farklı olan çocuklar, çalıştırılan çocuklar, mevsimlik işçilerin çocukları, göçmen çocuklar ve özellikle özel gereksinimli çocuklardır.
OECD'nin son raporuna göre, Türkiye 2020 yılında iş günü itibariyle okulları en uzun süre kapatan ilk dört ülke arasında yer aldı.
YENİ ÖĞRETMEN ATANMALI, DERSLİK İNŞA EDİLMELİ
Okullarda yeni öğretmen atamaları ve derslik inşası ile öğretmen başına düşen öğrenci sayıları azaltılarak yaşanmakta olan katılım ve etkileşim sorunu giderilmelidir.
Bunların yanı sıra hem öğrenciler hem de öğretmenler internet olanağı açısından desteklenmeli, gerekli teknolojik donanım gereksinmeleri sağlanmalıdır.
Öğretmenler için kılavuz kitaplar ve öğretim materyalleri (basılı ve dijital) hazırlanmalı ve öğretmenler gerektiğinde çevrimiçi eğitimlerle teknoloji kullanımı yönünden desteklenmelidir.
Öğrencilerin önemli bir kısmının kaybettiği üç dönemi telafi edecek eğitim önlemleri alınmalıdır.
Sonuç olarak alınacak önlemlerle hiçbir öğrencinin eğitimden yoksun kalmadığı eşit eğitim ortamları sağlanmalıdır.
Unutulmaması gereken en önemli nokta, eğitimin bilgi ve duygu paylaşımına dayalı yoğun etkileşim ile gerçekleştirildiği dikkate alınarak, yüz yüze eğitimi sürdürecek eğitim ortamlarının oluşturulması, tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanması ve seyreltilmiş dersliklerde eğitimin sürdürülmesi koşullarının hızlıca yaratılması gerekliliğidir.
Sendikamız, kamusal, bilimsel, parasız, laik, cinsiyet eşitliğini sağlayan, anadilinde demokratik bir eğitim için mücadelesini sürdürecek ve eğitime dair bilginin üretimine ve toplumda yayılmasına dönük çalışmalarına devam edecektir.
ÖĞRETMENLERE UZAKTAN EĞİTİM ANKETİ
Eğitim Sen’in raporunda 3743 öğretmenin katıldığı anketin sonuçları da açıklandı:
Öğretmenlerin yüzde 59’u günde 5-6 saat, yüzde 10’u 7 saat ders yapıyor.
Öğretmenlerin yüzde 84'ü okulların açılması gerektiğini belirtti. Yalnız yüzde 16’sı uzaktan eğitime devam edilmesi gerektiğini savundu.
Öğretmenlerin yüzde 44'ü uzaktan eğitimde öğrencilerin derse katılımının yüzde 20'nin altında olduğunu kaydetti.
Öğretmenlerin neredeyse yarısı 40 kişilik sınıftan en fazla 8 öğrencinin dersleri takip ettiğini beyan etti.
En önemli üç sorun; öğrencilerin internet ve cihazlara erişememesi (yüzde 46), öğrencilerin uzaktan eğitimde konuları yeterince öğrenememesi (yüzde 17), Öğrencilerin uzaktan eğitimde odaklanma ve motivasyonlarını yitirmeleri (yüzde 16), olarak belirlendi.