17 A?ustos 1999 tarihinde meydana gelen ve merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklü?ündeki depremde 17 bin 480 ki?i hayat?n? kaybetti. Depremin üzerinden çeyrek as?r geçmesine ra?men ac?lar hiç unutulmad?, 17 A?ustos büyük bir y?k?m?n tarihi olarak kay?tlara geçti.
?EÜ ?n?aat Mühendisli?i Bölüm Ba?kan? Prof. Dr. Celalettin Kozano?lu, depremin Türkiye’de kendisini hiç unutturmad???na dikkat çekerek ?zmir için önemli uyar?larda bulundu.
DEPREM KARNEM?Z ?Y? DE??L
Depremden de?il, çürük binalardan korkulmas? gerekti?ini belirten Prof. Dr. Kozano?lu, “30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen, özellikle Bayrakl?’da y?k?ma ve çok say?da can kayb?na yol açan deprem, ?zmir’in deprem karnesinin iyi olmad???n? gösterdi. Kentte önlem al?nmas? gerekti?ini aç?kça ortaya koydu. ?zmir Büyük?ehir Belediyesi’nin yapt??? afet çal??mas?na göre kentteki binalar?n yüzde 36's? kaçak, yüzde 52'si 1998 öncesi deprem yönetmeli?ine göre yap?lm??. 1998 sonras? deprem yönetmeli?ine göre yap?lan binalar ise yüzde 12 seviyesinde. Ben, eski olan tüm binalar risklidir demiyorum. Bunu söylemek bilime ayk?r?d?r. Elbette eski olup çok sa?lam binalar da var. Bunlar? sadece testler sonucunda tespit edebiliriz. Yap? stokunun eski olmas?, bizim mutlaka harekete geçmemiz ve gerekli kontrolleri yapmam?z gerekti?ini gösteriyor. Deprem bizi beklemez, ne zaman gelece?ini söylemez. Bu konuda zaman kaybetmemeliyiz, tüm payda?larla güç birli?i içinde çal??mal?y?z” diye konu?tu.
CAN GÜVENL???NE ODAKLANALIM
Vatanda?lar?n da bu konuda hassas ve bilinçli davranmas? gerekti?ini ifade eden Prof. Dr. Kozano?lu, “Y?l olmu? 2024; biz hala kesilen kolonlar?, tahrip edilen kiri?leri, kaçak ç?k?lan katlar? konu?uyoruz. Binaya estetik kayg?larla gereksiz eklemeler yap?yoruz, yap?n?n sistemati?ini bozuyoruz. ‘Karot testi binay? zay?flat?r’ diyenleri, ‘Benim duvar?m? matkap bile zor deliyor, bu binaya bir ?ey olmaz’ diye dü?ünenleri görüyoruz. Bunlar?n hepsi yanl??. Karot testi binay? zay?tlatmaz, binan?n güvenli?i d??ar?dan bak?larak ya da duvara vurarak anla??lmaz. Kolonu kesmek, cinayete te?ebbüs etmek demektir. Kentsel dönü?üm sürecinde metrekarelere, bazen bir odaya, salonun büyüklü?üne çok odaklan?yoruz. Bunlar? dü?ünmeyelim demiyorum ama bunlara odaklan?rken can güvenli?inin her ?eyden önemli oldu?unu da unutmayal?m” dedi.
SONRADAN EKLEMELERE D?KKAT
Binaya sonradan yap?lan eklentilere ve binalar?n çat? kat?na yerle?tirilen su depolar?na kar?? da dikkatli olunmas? gerekti?ini belirten Prof. Dr. Kozano?lu, “Binaya sonradan yap?lacak eklemelerin mutlaka mimari projede daha önceden belirlenmesi gerekir. Siz, binan?n üzerine su deposu eklenebilecek ?ekilde mimari projeyi olu?turursan?z, mühendis de buna göre bir statik hesaplama yapar. Yani bina, olas? bir deprem an?nda su deposunu da ta??yacak güçte yap?lm?? olur. Biz ne yap?yoruz? Hiçbir statik hesapta yer almamas?na, planlanmamas?na ra?men kafam?za göre su deposunu binaya yerle?tiriyoruz. Peki, bina yap?l?rken çat?daki bu yük hesapland? m?? Cevap maalesef hay?r. ??te tam da bu a?amada sorun ba?l?yor, sa?lam bina bile riske giriyor demektir. Depremlerde y?k?lan ya da hasar alan binalarda bu sorunlar? çok net gördük” diye konu?tu.
ZEM?N KÖTÜ D?YE B?NA YIKILMAMALI
Zeminin kötü olmas?n?n y?k?m için tek gerekçe olamayaca??n? da söyleyen Prof. Dr. Kozano?lu, “Zemine göre projeyi haz?rlay?p do?ru bir ?ekilde uygularsan?z, binan?z depreme dayan?r. Zemin kötü de olsa bina sa?lam olur. Zemin kötü oldu?u için bina y?k?ld? diye bir söylemi kabul etmiyorum. Zemini etüt etmek, bilimsel analizleri yapmak bu kadar m? zor? Hep verdi?im bir örnek var; günümüzde 15 katl? gemi yap?yoruz ve bunu suyun üstüne koyuyoruz. Çünkü suyu çok iyi biliyoruz, tan?yoruz. Suyu nas?l tan?yorsak zemini de tan?y?p gerekeni yaparsak binam?z hiç hasar almaz. Bunu Kahramanmara? depreminde de gördük. Demek ki, deprem de zemin de öldürmüyor; eksik ve yanl?? yap?lan bina öldürüyor” dedi.