GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Ekonomi
17 Nisan 2020 Cuma 10:03

"Zor günlere hazır olalım"

Mazhar Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Zorlu, koronavirüs salgınının sonrasına dikkat çekti. Zorlu, “Salgın sonrası yeni bir dünya dizayn edilecek. Çin dünyanın fabrikası olma özelliğini yavaş yavaş kaybedecek. Türkiye tedarik zincirlerinin ilgisini çekecek pozisyon almalıdır” diye konuştu.

Değişimin sanayi ve çevreden başlayacağını vurgulayan Zorlu, “Ortak akılla yeni stratejiler saptamalıyız. Üretim modellerinde, dijitalleşme, tarımsal atılım,  sağlık ve hijyene yönelik yatırımlara hazır olmalı ve üzerinde çalışmalıyız” dedi.

Sağlık kuruluşları, dünya genelinde 200 bine yakın insanın hayatını kaybetmesine neden olan koronavirüs salgınının önüne geçme amacıyla gece gündüz çalışırken, pandeminin ekonomik etkileri de giderek ağırlaşıyor. OECD raporuna göre 2019’da 2.9 olan dünya ekonomisinin büyüme hızı, 2.4’e düşecek. Türkiye ekonomisi için 2020’de yüzde 5 olarak hedeflenen büyümenin, 2.7’de kalacağı öngürülüyor. Bu aşamada en çok akla gelen soru ise “salgın sonrası ne olacak?”

Deneyimli sanayici Kemal Zorlu, bilim adamları ve ekonomistlerin “Salgın sonrası hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” söylemlerinin altını çizerek, yeni bir dünya yaratmak için ortak ve anonim çalışma grupları oluşturmak gerektiğini vurguladı.

TÜRKİYE KRİZİ FIRSATA ÇEVİREBİLİR

Bilgi paylaşımının sorunların çözümünde önemli olduğunu ifade eden Zorlu, “Salgın sonrası küresel ekonomik yapıda önemli değişiklikler olacak. Artık dünya bütünlük içerisinde hareket etmek zorunda. Finansal yapıların güçlendirilmesi şart.Bundan sonra yatırımların verimliliği, hizmetlerin rasyonelliği, ön plana çıkacak. Paranın büyük bir dikkatle kullanılması zorunluluğu var. Önemli olan, Türkiye’nin bu yeni dünyada doğru pozisyon alabilmesi. Türkiye yabancı sermayeyi çekmek için  gerekli iş gücü ve teknolojiye sahip. Tarımsal yatırımlar için fiziksel ve iklimsel avantajlarımız var. YaniTürkiye yaşanan krizi fırsata çevirecek imkanlara sahip. Bunu iyideğerlendirmemiz gerek. Bu sayede salgının yarattığı ekonomik sıkıntıyı kolay atlatabileceğimiz gibi,  ülke ekonomisi olarak yükselişe geçebiliriz” dedi.

TÜRKİYE AVANTAJINI KULLANMALI

Salgın öncesi Çin’i “dünyanın fabrikası” olarak gördüğü çok uluslu şirketlerin, koronavirüspandemisinin bu ülkede patlak vermesinin ardından ciddi bir arz şoku yaşadığını hatırlatan Zorlu,  şöyle konuştu: “İmalat sanayi Çin dışında başka ülkelere kayabilir. Bu durumda işgücü ve lojistik avantajlarıyla Türkiye ön plana çıkacaktır. Yani orta ve uzun vadede yabancı sermayeyi ülkemize çekebiliriz. Tarımsal yatırımlar da istihdamın artmasını sağlayacaktır. Ortak akılla hareket eder, küresel değişimde doğru pozisyon alabilirsek, ABD ve Avrupa kökenli yabancı sermaye, korumacı tavırla ülkelerine dönmek yerine, yeni ve güvenli bir liman olarak Türkiye’ye seçebilir” diye konuştu.

İSTİHDAM İÇİN ELİMİZİ TAŞIN ALTINA KOYALIM

Çok uluslu şirketlerin Türkiye’yi güvenilir bir liman olarak görmesinin, Türkiye’de istihdam artışı anlamına geldiğinin altını çizdi. Zorlu şöyle devam etti:  “Türkiye’de 13.7 olan işsizlik oranının önemli ölçüde azalması, 4.4 milyon işsize umut ışığı doğması, toplumsal huzur adına önemli bir adımdır.Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri istihdamdır. İşverenin yapacağı en önemli fedakarlık, insanlara iş vermektir. Yani bizler elimizi taşın altına koymalıyız. Kendimizden fedakarlık yaparak bu desteği vermeliyiz. Hükümetin de desteğiyle tüm iş dünyası elbirliğiyle çalışmalı. Salgının yarattığı kriz döneminin ardından Türk ekonomisi hızlı yükseliş trendi yaşayabilir.”

SAĞLIK HER ŞEYİN ÖNÜNE GEÇECEK

Salgın sonrası yaşanacak büyük değişimin sanayiden başlayacağını ifade eden Kemal Zorlu, “Bu salgın, insan sağlığının her şeyin önünde tutulması gerektiği gerçeğini tüm dünyaya gösterdi. Dünya Sağlık Örgütü, NATO ve Avrupa Birliği’nin geleceğinin sorgulanmasına neden oldu. Silah sanayiinde güçlü ülkelerin, sağlık sisteminde ne kadar yetersiz olduğu ortaya çıktı. Bundan sonraki dönemde sağlık yatırımları artacak. Sanayide Sağlıklı ve hijyenik üretim ön plana çıkacak. Yeni üretim modelleri gündeme gelecek. Dijitalleşme ağırlık kazanacak. Tarım ve gıda ile ilgili yeni düzenlemeler yapılacak” ifadesini kullandı.