Salgın nedeniyle tüp bebek merkezlerinin 15 Mart'tan 15 Mayıs'a kadar başvuru almadıklarını aktaran Işık, "Bu kararda amacımız, hem anne ve baba adaylarının hem de sağlık hizmetlerinde görev yapan çalışanların ve ailelerinin hayatlarını korumaktı. Bu süre boyunca yaklaşık 20 bine yakın tüp bebek tedavisi başlayamadı." dedi. Ahmet Zeki Işık, Sağlık Bakanlığının onayıyla tüp bebek tedavilerinin 15 Mayıs'ta tekrar başladığını, 1 Haziran'dan sonra anne baba adaylarının tüp bebek merkezlerine başvurularda bulunmaya başladıklarını söyledi.
"Hijyen çok önemli"
Tüp bebek tedavisinin merkezlerde alınan önlemlerle kontrollü olarak yapılmaya başladığını belirten Işık, şunları kaydetti: "Anne ve baba adaylarının bu süreçte maske takmak, sosyal mesafeye uymak ve hijyene çok önem vermesi gerekir. Onları tüp bebek merkezlerinde kişisel koruma ekipmanı giymiş sağlık çalışanı karşılıyor. Onlara Kovid-19 bulgularının olup olmadığını soruyor, ateşlerine bakılıyor ve Kovid testi uygulanıyor. Tüp bebek tedavi merkezlerinde hastalarımızı randevu esasına göre kabul ediyoruz. Tüp bebek tedavisinin doğası gereği anestezi altında yapılan müdahalelerde de hijyen önlemlerine dikkat ediyoruz."
Prof. Dr. Işık, anne ve baba adaylarının kendilerine başvurdukları zaman ilk olarak tüp bebek laboratuvarlarındaki hijyen koşullarını sorduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Yumurta ve spermlerin birleştirilip embriyo haline getirildiği laboratuvarlar zaten hijyen bakımından özel önlemler alınan yerlerin başında geliyor. Kovid-19 salgını nedeniyle buradaki önlemler arttırılmış durumda. Salgın henüz sona ermedi. Bu süreçte çiftler alınan sıkı önlemlerle de tüp bebek tedavisine başlayabilir. Embriyolar 3 ya da 6 ay laboratuvarda dondurulabilir. Kovid-19'un aşısı ya da tedavi yöntemi bulunduktan sonra embriyo transfer edilip, annenin hamile kalması sağlanabilir."