GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
14 Mart 2020 Cumartesi 10:05

"Krizin kaybedeni emekçiler olmamalı!"

CHP İzmir Milletvekili Kani Beko, koronavirüs salgınının yanı sıra ülkemizde ve dünyada yaşanan gelişmelerin etkisiyle ekonominin durgunluğun eşiğinde olduğunu belirtirken, "Kriz kapımızda. Hiç değilse bu kez krizin kaybedeni emekçiler olmasın" dedi

Kani Beko ülkemizdeki gelilmelerle alakalı olarak şu açıklamayı yaptı:
Türkiye ekonomisi bugün büyük bir durgunluğun eşiğindedir. Böyle bir noktada üretim sürecine destek vermek gerekir. Değeri yaratan üretimdir. Finansal koşulların desteklenmesi yetmez. Bunun önemli aracı maliye politikasının acilen devreye girmesi olabilir. Kamu kurumları dünya ekonomisinin yeni bir döneme geçiş yaptığının farkında olduğunu göstermelidir. Üretim yapan sektörlere doğrudan destek verilmelidir. Yandaş teşvikçiliğinin sınırına gelinmiştir.
Virüsün yarattığı halk sağlığına dönük tehdidin ekonomik krizle şiddetlenmesinin önüne geçmeye çalışmanın önemi çok büyük olacaktır.
Birçok adım eşzamanlı olarak atılmalıdır, fakat sadece sermaye sahiplerini koruyan anlayışla bu büyük sorunla baş edilemez.
Emekçiler korunmalıdır. Çalışanların işleri korunmalıdır. Krizi güvencesiz çalışmanın gerekçesi haline getirmek hem bu krizi derinleştirecek hem de daha sonraki krizlerin kapısını açacaktır. Emekçilerin ekonomik aktivitenin taşıyıcısı olduğu unutulmamalıdır. Emekçilerin gelirlerinin arttırılması küçük esnafa doğrudan olumlu etkide bulunacaktır. Bu sebeple maaşlar, sosyal destekler ve her türlü sosyal ödeme arttırılmalı ve ödemeler öne çekilmelidir.
Ama yetmez. Korona virüs teşhisi konanların işgücü kaybı kamu tarafından üstlenilmelidir. Sağlık raporu ile belgelenen işgücü kaybının kamu tarafından üstlenilmesi işsizliği önleyeceği gibi, iş yerlerinin ayakta kalmasının da garantisi olacaktır.
Virüsle bağlantılı ilaç ve sağlık malzemesi katkı payı ödemesi acilen rafa kaldırılmalıdır. Bunlar kısa vadede atılması gereken adımlardandır.
Derinleşme ve ağırlaşma potansiyeli yüksek bir krizin eşiğindeyiz.
Çok yönlü ve çok boyutlu müdahaleye ihtiyaç vardır. Tabip odaları, sendikalar ve demokratik kitle örgütleri sürecin bir parçası kılınmalıdır.
Yukarıda belirtilen adımlar ne kadar çabuk atılır ve hızlı hareket edilirse, ekonomimiz, halk sağlığı ve toplumsal barışımız üzerindeki etkisi o kadar olumlu olacaktır.
Kriz günlerinde; Saraya, yandaşlara değil;
İşçilere, emekçilere kaynak ayırın!