Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Ankara’nın Enleri' ödül töreni ile Sanayici ve İş Adamları ile İftar Programı’na katıldı. ATO Congresium’da düzenlenen iftar programında davetlilere seslenen Erdoğan, Ankara Ticaret Odası’nın (ATO) yıl sonuna kadar 220 bin istihdam sözü olduğunu, bu sözün 60 bininin karşılandığını belirtti. Sanayide çarkların daha hızlı döndüğünü, ticarette sirkülasyonun genişlediğini ve üretimin bereketinin arttığı bir döneme girildiğini ifade eden Erdoğan, "Türkiye’yi başka türlü durduramayacağını görenler, hedeflerimize ulaşma inancımıza saldırıyorlar. Faizi ve enflasyonu tetikleyen kur operasyonlarının gerisindeki en büyük amaç budur. İlgili ilgisiz her gelişmeyi bahane ederek, döviz kurunu harekete geçirenler, istikrar ve güven iklimimizi zedeleyerek milletimizi atalete sürükleme peşindeler. Bu oyunu bozmakta kararlıyız. Türkiye’nin imkanları tüm bunların üstesinden gelmeye yetecek düzeydedir. Kendimize güvendiğimiz takdirde, hiçbir yaptırım ve bununla ilgili tehditler, hiçbir ek vergi uygulaması, hiçbir açık-gizli ambargo bizi durduramaz" diye konuştu.
Erdoğan, Bitlis’in Ahlat ilçesinde yapımı devam eden Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin 26 Ağustos’taki zafer törenlerinde tamamlanacağını söyledi.
‘RAKAMLARIN BÖYLESİNE DEĞİŞMESİ, BİZİ MESELENİN ÜZERİNE DAHA FAZLA EĞİLMEYE YÖNELTTİ’
AK Parti’nin demokrasi anlayışının sandıktan çıkan sonuca saygı göstermeye dayandığını belirten Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde farklı bir durumla karşılaşıldığını ifade ederek şunları söyledi:
"Bu genel tablonun yanında her seçim gibi 31 Mart’ta da kazanılan, kaybedilen yerler oldu. AK Parti olarak biz de başka partide olan illerden, ilçelerden, beldelerden bazılarında başkanlıklar almayı başardık. Aynı şekilde partimiz tarafından yönetilenlerden de bazıları başka partiler tarafından kazanıldı. Bizim demokrasi anlayışımız, bu sonuçları kabul etmeyi gerektirirdi. Nitekim öyle de yaptık. Ancak İstanbul’da farklı bir durumla karşı karşıya kaldık. Seçimin ertesi günü netleşen gayrı resmi sonuçlar, burası çok çok önemli; 39 ilçeden 25‘ini almış olmamıza rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını ilk etapta 28 bin oyla kaybettiğimizi ilan etmişlerdi. Fakat yapılan itirazlarla bu rakam en son 13 bine kadar geriledi. Bütün bunlar ortaya gerçeği koymuyor mu? Burada şaibenin olup olmadığını ortaya koymuyor mu? Avusturya’da 2 yıl sonra Cumhurbaşkanlığı seçimini iptal ediyorlar. E bu da hukuk. Cumhurbaşkanlığı seçimi dikkat edin. ‘Trump, 3 milyon farkla kaybetti’ diye görülen seçimi kazanıyor. Aslında Clinton 3 milyon daha oy almıştı ama sistem böyle. İstanbul gibi yaklaşık 10 buçuk milyon seçmenin, 31 binin üzerinde sandığın olduğu yerde rakamların böylesine değişmiş olması, bizi meselenin üzerine daha fazla eğilmeye yöneltti. Bu milli iradenin ve bizlere destek verenlerin haklarının aranması, savunulmasıydı."
'EN DOĞRU KARAR VERİLMİŞTİR'
AK Parti’nin yaptığı itirazlarla, alenen çalınan oyların ortaya çıkarılmasının yanı sıra başka yolsuzluk ve hukuksuzlukların da ortaya çıktığını belirten Erdoğan, AK Parti’nin yaptığı itirazın YSK tarafından değerlendirilerek seçimin iptal edildiğini ve 23 Haziran’da yeniden seçimin yapılması yönünde karar verildiğini hatırlattı. Bu işlemin, yapılan usulsüzlükler nedeniyle şaibeli hale gelen seçimin yenilenmesi olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Sandık kurullarında 2 memur olması gerekirken, memur yerine banka işçileri oralara bu şekilde verilirse, bunlar da ispatlanırsa, beklenen karar nedir? Burada yolsuzluk, usulsüzlük vardır, bu işin yenilenmesi vardır. Şayet bu şaibeler ortaya çıkmamış olsaydı, CHP adayı tek bir oy farkla dahi seçimi kazanmış olsa, başımızın üstünde yeri var. Ama sandığın başındaki görevliler sandıktan çıkan oyun kayıtlara geçirilmesine kadar her aşaması tartışmalı hale gelen bir seçim için en doğru karar verilmiştir. Bundan dolayı da bizler ‘Hukuk tecelli etmiştir’ diyerek 7’ye 4 bu kararın verilmesinin neticesinde şimdi tekrar 23 Haziran için milletimize müracaat edeceğiz."
Erdoğan, sandık kurulu üyelerinin usule uygunsuz belirlenmesinden dolayı, YSK’nın bulunacağı suç duyurusunun yanı sıra AK Parti tarafından da suç duyurusu yapılacağını söyledi. Yapılan usulsüzlüklerin, yapanların yanına kar kalmayacağını ifade eden Erdoğan, "İstanbul seçimlerinde görevlendirilen 6 bin 644 başkan ile 13 bin 98 sandık kurulu üyesinin kanuni olarak bu görevi yapması mümkün değildir" dedi.
'31 MART’TA KAZANDIĞINIZA İNANIYORSANIZ, 23 HAZİRAN’DA DA KAZANABİLİRSİNİZ'
YSK’nın Büyükçekmece ve Maltepe itirazlarına verdiği ret kararını saygıyla karşıladıkları belirten Erdoğan, "Biz bu kararı da saygıyla karşıladık ve YSK’yı eleştirmek aklımızdan geçmedi. YSK’nın kararına demokrasi ve hukuka inanan, kendine güvenen herkesin saygı göstermesi gerekir. Şayet, seçimi 31 Mart’ta kazandığınıza inanıyorsanız, 23 Haziran’da da kazanabilirsiniz. Seçimin yenilenmesine bu derece şiddetle karşı çıkanların kendilerinin de 31 Mart’taki sonuçla ilgili şüpheleri olduğunu anlıyoruz" diye konuştu.
'SEN DOKUNULMAZLIĞINA MI SIĞINIYORSUN?'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin TBMM grup toplantısında YSK üyelerine yaptığı eleştiriye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nun eşi görülmemiş bir skandala imza attığını söyledi. Kılıçdaroğlu’nu YSK üyelerine iftira atmakla suçlayan Erdoğan, "Asıl vahimi ise CHP’nin başındaki zatın bu karar karşısında ortaya koyduğu tavır ve üsluptur. Bu kişi, partisinin grup toplantısında eşi benzeri görülmemiş bir skandala imza atmıştır. YSK’da seçimin yenilenmesi yönünde oy kullanan üyeleri ismen okuyan Kılıçdaroğlu, bunları partililerine yuhalatmış ve açıkça hedef göstermiştir. Böylesine aleni bir suçu pervasızca işleyen bir zihniyetin seçimlerde ne yollara başvurduğunu kim bilebilir? Sen dokunulmazlığına mı sığınıyorsun? Dokunulmazlığın var diye mi kalkıp da YSK’nın bu üyelerine bu denli hakaret edebiliyorsun? O zaman, senin yapman gereken bir şey var; dokunulmazlığının kaldırılmasını iste, o zaman bakalım bu ifadeleri aynen kullanılabilecek misin? Hayatı yalan, iftira, tehdit, hakaret üzerine kurulu böyle bir siyasetçinin bizatihi kendisi, Türk demokrasisinin en büyük sorunu haline gelmiştir" dedi.