GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Mustafa Akbaş
YAZARLAR
25 Mart 2020 Çarşamba

Koronayı bile ağlattılar!

Günlerdir yediğimiz yemek, uyuduğumuz uyku haram. Zengin yoksul, sağcı solcu, Göztepeli Karşıyakalı, her gece ekranın karşısına kilitlenip ölü ve vaka sayısının ne kadar arttığının açıklanmasını bekliyoruz. Ne bir eş, ne bir dost yüzü görüyoruz. Eve kapanmış çaresizce olan biteni izliyoruz. Yetkili makamların görevlerini layıkıyla yapıyor olduklarını umut ediyor, moralimizi yüksek tutmaya çalışıyoruz. Kötü bir durum vesilesiyle de olsa birlik olmanın ve dayanışma ruhunun gerekliliğini hissediyoruz. “Aynı gemide olduğumuzu” düşünüyoruz. Ama ne mümkün!

Birileri çıkıyor ve yıllardır yaşadığımız cehennemin aslında koronavirüsten çok da aşağı kalır yanı olmadığını gösteriyor.

Çocuklarımızı emanet ettiğimiz Milli Eğitim Bakanlığı, daha uzaktan eğitimin ilk gününde, TRT ekranlarından 10 yaşındaki çocuklara ayrıntılı bir şekilde idam ve kelle uçurma dersleri veriyor! İlahilerle bezeyip iktidar partisinin siyasi propagandasını nakış nakış işliyor. Biz, ürperiyoruz!

Her gün onlarca insanın öldüğü böylesi bir salgın durumunda, hangi insan türünün aklına propaganda yapmak gelir diye iç çekiyoruz… Ama yetmiyor, bitmiyor…

***

Türkiye’deki tablo böyle de İzmir’deki farklı mı!

İktidar partisinin Karabağlar İlçe Başkanı İrfan Doğruca’nın açıklamaları düşüyor bazı haber sitelerine… CHP’li Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu tarafından yönetilen Karabağlar Belediyesi’nin koronavirüs mücadelesinde ilçe sakinlerini kaderine terk ettiğini söylüyor Doğruca…

Bununla da kalmıyor, bazı semtleri temizleyip ilaçlarken daha büyük bir kesimi temizlemediğini ve ilaçlamadığını, ‘ayrımcılık yaptığını’ iddia ediyor. “AK Partili belediyelerden hizmeti öğrenin” demeye getiriyor. Onu diyor, bunu diyor, daha neler neler…

Ama tek bir somut bilgi vermiyor. Ne bir mekan, ne bir zaman, ne bir olay var açıklamasında… Ne tek kare fotoğraf, ne bir saniye görüntü, hiçbir şey yok…

Düpedüz, siyasi rakibi olan CHP’li Başkan Selvitopu ve Karabağlar Belediyesi’nin salgını önleyici tedbir almayıp insan hayatına kast ettiğini söylüyor. Hem de öyle rahat rahat, geniş geniş…

Korona günlerinde propagandanın en katmerlisini yapıyor İrfan Doğruca… Koronayı bile ağlatıyor! Üstelik sorumluluğun neredeyse tamamı merkezi hükümette olmasına rağmen…

***

Peki, salgının ilk gününden beri belediyedeki mesaisini aksatmayan Başkan Muhittin Selvitopu ne cevap veriyor bu ağır ithamlara?

Başta temizlik olmak üzere, şantiyelerdeki işçileri bizzat ziyaret edip moral vermeyi sürdüren Selvitopu, AKP’li Doğruca’nın iddiaları konusunda ise “devlet adamı” kimliğinden ve “saygılı, ölçülü” duruşundan ödün vermiyor…

Ne koronavirüs salgınına müdahalede geç kalındığından,
ne umrecilerden,
ne İran sınırının delik deşik oluşundan,
ne kaçakların ortalıkta fink atıyor oluşundan,
ne toplumun geç ve eksik bilgilendirilmesinden,
ne yarım yamalak sokağa çıkma yasağından,
ne halka değil sadece sermayeye yapılan virüs desteklerinden,
ne bulunamayan maske, eldiven, kolonyadan bahsediyor…

Bunların hiç birine değinmiyor Başkan Selvitopu… Sadece şunları hatırlatıyor AKP’li Doğruca’ya:
“…Böylesine kritik bir süreçten bile siyasi rant çıkarmaya çalışmak, gözü dönmüşlüğün, pervasızlığın, aymazlığın doruk noktasıdır. Kendi eksikliklerini, üstlenmekten kaçındıkları sorumlulukları Karabağlar Belediyesi’nin üzerine yıkmaya çalışıyorlar. Ancak bu algı kampanyası Karabağlar’da tutmaz. Salgın ülkemize sıçradığı andan itibaren gerekli tüm önlemleri alan belediyemizin ve özveriyle çalışan personelimizin karalanmaya çalışılması kabul edilemez. Sayın Doğruca unutmasın ki, sağlığın ve hizmetin siyaseti olmaz!”

***

Evet! Başkan Selvitopu'nun mesaj açık; sağlığın siyaseti olmaz… Bu mesaj yerine ulaşmış mıdır? Anlaşılmış mıdır? Bilmiyoruz… Fakat şu çok net! Bu tuhaf zihniyetin yanında, koronavirüs bahar nezlesi gibi kalır… Türkiye'de değil pandemi durumu, savaş hali bile olsa, asla aynı gemide olduğumuzu hissedemeyeceğiz gibime geliyor!