GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Haldun Yerlikaya
YAZARLAR
15 Kasım 2019 Cuma

Kellepaça

Önceki gün, eskiden beri Erdoğan fanatiği olduğunu bildiğim iki kardeşin restoranına uğradım. Biraz sohbet edince o eski hallerinden eser kalmadığını anlamak pek zor olmadı.İşler kesatmış, 20 yıldır işlettikleri dükkanlarının kirası ilk defa birkaç aydır gecikmiş,mal sahibi çıkın diye protesto çekmiş!..

Küçük olan; ''Anlayamıyorum'' diyor.. ''Paça çorbasını 12 liraya satıyoruz,her yerde 18-20 lira.Üstelik bu işin en eski ustası biziz,en az 100 çorba satardık sabahları.Şimdi 10 tane satarsak yine iyi''

'Peki sizce sebebi nedir?' diye sordum.

Keşke sormaz olaydım,neler olmuş neler!

(Sabahları 100 çorba satan restoran batmazmış.Bu, tüm masrafın çıkması anlamına gelirmiş.)

-Birkaç yıl öncesine kadar düşüşü pek önemsemedik, mevsimseldir olur böyle şeyler dedik ama rakam 50'lere kadar düşünce biraz panikledik. O sıralar Zeytin Dalı Harekatı vardı, durumu ona bağladık. Zeytin Dalı'ydı oydu buydu derken bizim çorba işi 20 taneye kadar düştü. Her zaman et aldığımız aynı kasap, hep aynı manav, çorbayı zaten hep kendimiz yaparız, yakınlarımıza açılan rakip bir restoran da olmadı, kimseyle küsmedik darılmadık, düşün düşün delireceğiz. Başladık kavga etmeye.

Birbirimize tahammül edemez hale geldik, her sabah işe kavga ile başlıyor, her akşam kavga ile kapatıyoruz! Evde de konuşmalara yansıdığı için hanımlar da birbiri ile darıldılar. Çocuklar bile birbiri ile görüşmemeye başladı. Geçenlerde benim oğlan eve geç kaldı meraklandık neredeyse polise haber verecektim ki baktım karşıdan yürüyerek geliyor. Derin bir oh çektim, ama çok da merak ettim. 'Neredesin sen ulen eşşolueşek!' dememle 'Baba kızma, annem sabah yol parası verdi tost parası vermedi, ben de acıkıp tost yeyince yürüyerek döndüm!' dedi..

İçim bir cız etti ama kardeşimin çocuğu da aynı okulda okuyor,neden borç istemedin o  da senin kardeşin sayılır dedim. Meğer hanımlar kavgalı olunca çocuklar da küsmüş, o yüzden isteyememiş. 'Hem zaten onda da yoktu herhalde,her gün tost yerdi bugün gevrek yerken gördüm!' demez mi?

Sustuk geçti.

Restoranın alışveriş listesi ayrı, evlerin listesi ayrı, çocuklar ayrı, hanımlar ayrı, cepte para yok! Oturduğumuz 3 katlı bir baba evi, onda da kimsede huzur kalmadı. Hanım başladı her gün ayrıl buradan başka iş yap demeye. Nasıl ayrılalım biz kardeşiz, beraber yaptık ne yaptıysak olur mu?..

''Sizin yüzünüzden herkes kavgalı, zaten bütün gün kavga ediyorsunuz, ettiğinize de değse bari, bir de adamız diye ortalıkta geziniyorsunuz!'' demesiyle soluğu mahkemede aldım. Çocuklar, arkadaşlar ne kadar yapma etme dese de inat işte, ayrıldık. iki ay geçmedi birader de açtı boşanma davasını, o da ayrıldı. Çocuklar annelerinde, ne olacak birer harçlık bir de nafaka verilir dedik, ama onu da veremedik. Benim hanım 6 aylık biriken nafaka için dava açmış, ödeyemedim. Hapis kararı çıkmış. Evraklara bakan memur aradı, 'Esnafsın birkaç gün idare edeyim,ama parayı bul yatır yoksa mecbur seni polis alır' dedi..

Önceki gün bu, dün tahliye emri, manava kasaba borç!..

                                                                       *     * *

Bu sabah meşrubatçı ödeme yapamayacağımı bildiği için uğramadı. Ama bana en çok dokunan poşetçinin söyledikleri oldu. Motorla serviste kullandığımız poşet işte kaç para olacak? Ona bile 600 TL borç olmuş! Poşet bitti bir uğra dedim, ''Abi sen batakçı mısın nesin? Benim sermayem ne ki paramı 2 aydır vermiyorsun,senin yüzünden kaç kez eve parasız döndüm Allah'ınızdan bulun,hesap mesap yok benden de bir daha mal istemeyin!'' deyip suratıma kapattı. Defalarca aradım, açmadı.. Oturduk şurada eşek kadar iki adam, çocuklar gibi ağladık...

Kaç para var dedim kardeşime kasada,120 lira varmış. Ver dedim.. Gittim On tane bira aldım. 15 sene oldu ağzımıza sürmeyeli, namaza başlamıştık, Cumaları kaçırmazdık.. ''Abi?'' dedi.. Bugün böyle dedim, bugün böyle!

Düşünüyoruz bazen oturup, hanımları çocukları özlüyor insan. Tamam ne zaman istesek görebiliyoruz belki ama evde olduklarını bilmek gibi olur mu? Olmuyor..

Dükkanı isteyen biri var,anlaştık veriyoruz. Elimize geçenle nafakayı,dükkanın borçlarını ödeyeceğiz, sonra da karar verdik bir süre eve kapanıp içeceğiz. Çare değil diyeceksin biliyorum,çok adamı bu işlerden biz vazgeçirdik ama her şeye yeniden başlayacak enerji de,cesaret de artık bizde yok. Emekliliğe birkaç sene var,ömrümüz de varsa günübirlik işlerle vakit geçirerek dolmasını bekleyeceğiz.

Bizde hal bu, sen nasılsın?