GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Haldun Yerlikaya
YAZARLAR
18 Eylül 2019 Çarşamba

Hay Allah razı olsun!

Teknoloji ilerledikçe insanlığın gerilediğinin farkında mısınız,yoksa bir tek bana mı öyle geliyor?

Gerçekten böyle ise Allah iktidarımızdan razı olsun,insanlığımızın gerilemesine asla müsaade etmiyorlar. Özellikle eğitim sistemimizin tam ortasına yaptıkları nokta atışları ile görevlerini alınlarının akıyla yürütüyorlar.

Sayelerinde artık eskisi kadar dergi,gazete,kitap okunmuyor. Hem nasıl olsa internet var,satın almaya gerek var mı? Zaten konunun ana fikrini bilmek bir toplulukta sohbet ederken ahkam kesebilmek için yeterli.. Okudun-okumadın, kim nereden bilecek?

Gençler metroda,otobüste hep kulaklıkla. Müziği,sanatı çok sevdiklerinden mi,yoksa bir yaşlı yer isterse görmesin,duymasın diye mi? Sevgilisiyle, kankası ile mesajlaşırken kulaklığın tekini çıkartıp 'ne çalıyor şu an?' diye sorsan yarısı cevap veremez ama olsun,kim nereden bilecek?

Herkes yardımsever oldu şükür,fakat ekran başında..”Bak şurada bir insan açlıktan ölmek üzere!” desen BİMER’e yazmaya kalkışacak. Kimse kimseyi duymuyor,görmüyor, daha da kötüsü, hissetmiyor. Aslında görse de pek umursamıyor fakat çok güzel umursar ‘mış’ gibi yapabiliyor,iyi insan ‘mış’ gibi görünmeye çalışıyor.

Bu iyi ve dost görünebilme özelliği insanoğluna atalarından miras bizim bir suçumuz yok! Bir zamanlar ölmeye yüz tutmuş fakat şimdilerde yeniden hortlayan avcılık geninin günümüzdeki tezahüründen başka bir şey değil. Tek fark,o zamanlar hayvan avlamak için kullanılırmış,şimdi adam kandırmada kullanılıyor.. Aman canım,kim nereden bilecek?..

Vereceği oy karşılığında bedelli askerlik,kadro,tuttuğu takıma affı bile kıstas yapan gerçek vatanseverlerle(!) dolu sosyal medya. Paylaşımlarına baksan sanırsın ki Kardak kayalıklarına Türk Bayrağını o dikmiş,fakat neyin ne olduğunu kim nereden bilecek?

Tek bölüm izlesen yetecek ama adeta dejavunun ağababasını,reenkarnasyonun nirvanasını yaşatan,'Ravel’in Sihirli Bolerosu’na şapka çıkarttıran tekrarlarla izletilen dizilerimiz var. Olsun,kim fark edecek?

Dar dünyasının sığ düşünceleri ile sırça köşküne katacaklarının hesabını yapmaktan oyunu çaldığı vatandaşın kendisini unutan siyasetçilerimiz var bizim ama ithal değil onlar,yerli malı Allah’tan. Yoksa cari açık mı dayanırdı? Cari açık,o da ne? Salla..

Oy diye çiğ çiğ sırıtarak dolanan daire kafalı mendeburlarımız,kitap diye başlık okuyan akademisyenlerimiz,spor diye futbol yazan gazetelerimiz,gazete diye futbol okuyan üstün zekalılarımız,askerlikten yırtmaya fırsat kollayan yiğitlerimiz var.

Esnaflarımız var bizim,dükkanına Atatürk çerçevesini sağa-sola bakarak gizlice asıp işi bitince indiren. Yoksa fıtrat mı bu döneklik? 

-Yok be abi, hep ekonomik dertler,hem ticarette siyaset olmazderdi babam.Yoksa bilirsin benden koyu Atatürkçü bulamazsın bu memlekette şerrrefsizim!

O da haklı,her işin ahlaklısı-ahlaksızı olduğunu öğretmemiş babası,nereden bilsin?

Memurlarımız var Cuma'ya geç giden..İçeride yerler dolar,dışarıda bir kilimin üzerinde namazını kılar. Kılar ki gelen geçen amir,ekabir görsün. Görsün ki  ‘Ne itikâtli, güvenilir adam’ desin. Desin ki rütbe artsın,ayrıca sevap,eh cukkalar da artık Allah gönlüne göre ne verirse işte. Hayat güzel, değil mi çakal?..

”Ecevit iyi adamdı” dediğinde; ”Ahh Ecevit! 74’de askerdim. Halkçıydı, Atatürkçüydü Karaoğlan” diye lafa başlayan ama birazdan etraftaki dinleyiciler değişince emekli maaşım kesilir korkusuyla; ''Ecevit zamanında kıtlık vardı kıtlık!'' diye lafı değiştirip şimdiki iktidarı öven yaşlılarımız var bizim. Kıyamam ben onlara. 

Yüzlerce,hatta binlerce konu eklerim şuraya ama eklemeyeceğim,hem niye ekleyeyim ki beş kuruş bile almadan? Şaka editörüm şaka,on binlercesini de eklesem biliyorum nasılsa hiçbir şey değişmeyecek..Havuzlu evler mahallesinin adrese teslim güzellemelerini yazan tayfalar gibi çok yağlandırıp ballandırmaya lüzum yok,mevzuyu anlattık,baymayalım.

Ama belkide sadece içimi döküyorumdur. Kim, nereden bilecek?

Sevgiyle...