GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Güncel
13 Aralık 2019 Cuma 22:10

Sivil toplum örgütleri isyanda... O gökdeleni yaptırmayacağız!

Zorlu Holding'in Konak Pasaport'a gökdelen planına, mimarlar ve şehir plancılarının ardından TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu ve İzmir Yaşam Alanları'ndan da tepki geldi. TMMOB projeyi "kent suçu" olarak nitelerken, İzmir Yaşam Alanları ise "Biz 'istemezükçü' değil neyi, ne için istediğini bilen isterizcileriz" açıklamasını yaptı. Çevreciler, gökdelene sonuna kadar karşı duracaklarını dile getirdi.

SONKALEİZMİR- TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu'nun detaylı açıklaması şöyle: "İzmir kamuoyunda bir süredir tartışılmakta olan Konak Zorlu Gökdelen projesine ilişkin gelişmeler ve konuyla ilgili görüş ve değerlendirmeler tarafımızca yakından takip edilmektedir. Öncelikle belirtmek isteriz ki, daha önce kamuoyunda yeterince yer bulamamış kentimiz için böylesi önemli bir konunun, kentimiz kamuoyunun gündemine taşınmış olmasını önemli ve değerli bulduğumuzu ifade etmek isteriz.

Uzmanlık alanımızla doğrudan ilgili olan bu konuda uzman odalarımız bugüne kadar yeterli bilgiyi kamuoyuyla paylaştılar. Anlatılanlara ilave olarak bazı konularda görüşlerimizi kamuoyuyla paylaşmak isteriz.

Söz konusu inşaat alanını da içeren parseller ile ilgili olarak Şehir Plancıları Odası, 2008 yılında itibaren kent merkezinde yüksek yapıya izin veren nazım imar planını yargıya taşımış ve iptal ettirmiştir. Bugüne gelen süreçte uzman odalarımız, söz konusu parselleri de içeren ve İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından onaylanan Konak 1. Etap Nazım İmar Planları üç kez yargı tarafından iptal edilmiştir.

Bu süre içerisinde, İmar Kanunu’na aykırı olarak üst ölçekli planlarla uyumlu olmayan 1/1000 imar planlarına göre ruhsat alınarak inşaat çalışmaları başlatılmıştır.

BU PROJE KENT SUÇUDUR

Bu proje, kent suçları haritamızda tehdit niteliğinde bir kent suçu olarak şimdiden yerini almıştır. Aralık 2018’de usule aykırı olarak verilen ruhsat iptal edilmez ve bu suç işlenirse Konak Belediyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi bu suçun faili olacaktır. Kurulumuz, bu suçun işlenmemesi için hukuk çerçevesinde gereken her türlü çabayı gösterecektir.

Herkes tarafından bilinmelidir ki, günümüzde kentler ve doğal yaşam alanları rant peşinde koşan sermayenin saldırısı altındadır. Amacımız, her zaman olduğu gibi kamu yararı doğrultusunda İzmir’in kent kimliğinin, kültürünün, doğal yaşam alanlarının ve çevrenin bozulmadan gelecek kuşaklara taşınmasıdır. Uzun süredir bu amaç doğrultusunda kentimize geri dönülmez zararlar verecek birçok projenin iptal edilmesi için uzmanlık alanımız dâhilinde girişimlerde bulunduk ve bunların birçoğunda da başarılı olduk. Bu projelerin başında İzmir Körfez Geçiş Projesi, Kordon Otoyolu, Konak Meydanı AVM Projesi ve benzerlerini sayabiliriz.

İSMEZÜKÇÜ DİYEREK BİZİ KAPATMAYA ÇALIŞTILAR

Bu doğrultuda yaptığımız çalışmaların başında, özellikle sermaye çevreleri ve onların sözcüsü medya tarafından demokrasi kurallarına ve ahlak anlayışına uymayan bir şekilde hakarete uğradık, itham edildik, itibarsızlaştırılmaya çalışıldık. Bu süreç içerisinde “karafatmalar”, “istemezükçüler” gibi yakıştırmalarla birlikte, bizi sağa-sola, İzmir dışına göndermeye çalışanlar, odalarımızın kapatılması gerektiğini iddia edenler oldu. Bütün bu mesnetsiz yakıştırmalara ve anlamsız önerilere gülüp geçtik.

Geçtiğimiz süre içerisinde sermaye ve onun sözcüleri tarafından kentlerimize ve yaşam alanlarımıza yapılan saldırılar arttıkça, yaptığımız çalışmalar kamuoyu tarafından daha anlaşılır oldu. Özellikle Gezi Direnişi bir ağacın bile yaşantımızda ne kadar önemli olduğunu herkese hatırlattı. Önceleri bizi çeşitli sıfatlarla itibarsızlaştırmaya çalışan çevreler de bu çabalarından vazgeçtiler ya da kamuoyunda görünür olmaya çekindiler.

Bugünlerde gökdelen tartışmaları içerisinde eskiden dile getirilen 'istemezükçü' gibi sıfatların yeniden kamuoyu gündemine taşındığını üzülerek izliyoruz. Bu saatten sonra sadece kullanana zarar verecek olan bu tür yakıştırmaların, kent içi demokrasi anlayışına sığmadığını, kentimizi ilgilendiren konularda söz söylemek isteyenlerin bilim ve hukuk çerçevesinde bunu yapmalarının yanı sıra, demokrasi ve nezaket kurallarına uymaları gerekliliğini kamuoyunun bilgisine sunarız.”

HEMEN VAZGEÇİLMELİDİR

İzmir Yaşam Alanları’ndan yapılan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi:

“Vestel Zorlu’nun İzmir’in merkezindeki Konak’ta yapmak istediği gökdelen projesini hem onaylamıyoruz hem de projenin usule aykırı yapı ruhsatına sahip olmasına rağmen yapılma girişimine itiraz ediyoruz.

İzmir Yaşam Alanları olarak Şehir Plancıları Odası ve Mimarlar Odası’nın 2009 yılından bu yana defalarca yanlışlığını hukuki ve bilimsel gerekçelerle ifade ettiği, dava açtığı, yürütmeyi durdurma kararı aldığı bu projenin 2018’de alındığı söylenen ruhsatın da İmar Planı hükümlerine aykırı olduğunun farkındayız. Zaten bir durumun hukuka, yasaya uygun olması onun meşruiyetini sağlamaz. Kentin kimliğine ve kültürüne de uygunluğu sağlanmalı.

Ekolojik yaşamın, doğanın, kent kültürünün, kent dokusunun, doğal, tarihi ve sosyolojik yapının, kent siluetinin önemi ve değerinin bilincinde olarak İzmir’in, İzmirlinin yanındayız. Günü geldi Kültürpark’a sahip çıktık, günü geldi “İzmir İstanbul Olmasın” diyen etkinliklerde olduk, günü geldi “Elektrik Fabrikası”nı kamuya kazandırma çabalarında İzmirliyi harekete geçiren öznelerden birisi olduk.

SONUNA KADAR KARŞI DURACAĞIZ

Tüm bunların ışığında Vestel Zorlu’nun Konak’ın ortasındaki projesine sonuna kadar karşı çıkacak ve yapılmaması için karşı duracağız.

Biz kendimizi Sayın Büyükşehir Belediye Başkanının söylediği gibi “istemezükçü” değil tersine “isterizci” olarak tanımlıyoruz. Nasıl mı?

Biz Kültürpark Kent Parkı olsun istiyoruz, oradaki ekolojik yaşam sürsün, orası Behçet Uz’un hayalindeki gibi bir park olsun İSTİYORUZ…

Biz Elektrik Fabrikası Büyükşehir ya da Konak Belediyesi tarafından satın alınsın ve kamusalalanlara eklensin ve halk yararına işlevlendirilsin İSTİYORUZ…

Biz “İzmir İstanbul olmasın” derken, İzmir’in kendine özgü çok kültürlü, insanı önceleyen sosyolojik, kültürel yapısı, demokrat anlayışı, dayanışma kültürü devam etsin İSTİYORUZ...

Biz İzmir’in tarihi, kültürü, kıyısı, ormanı, körfezi, flamingoları, tarım ve sulak alanlarıyla, kısaca tüm yaşam alanları ile yaşasın İSTİYORUZ…

Biz Havagazı Fabrikası, Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi, APİKAM gibi kamusal alanların çoğalarak İzmir’e kazandırılmasını İSTİYORUZ…

Biz Kamu yararını ve kent yararını, kentli hakkını İSTİYORUZ...

- Vestel Zorlu’dan zaten yapamayacağı bu gökdelen konusunda hemen geri adım atmasını ve kentin merkezine yakışacak, tarihi dokusuyla ve kent kültür ile örtüşecek bir girişimde bulunmasını İSTİYORUZ…

- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer bilsin ki biz kamuya aykırı her adıma karşı duracağız. Kente ilişkin verdiğiniz yanlış kararlardan hızla geri dönüp, kamucu bakış açısıyla, kent ve kamudan yana kararlar almanızı, sermaye ile aranıza mesafe koymanızı İSTİYORUZ.

Ve evet BİZ “istemezükçü” değil neyi, ne için istediğini bilen İSTERİZCİLERİZ.”