GÜNCEL POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER EKONOMİ SPOR MAGAZİN RÖPORTAJLAR YAZAR CAFE FOTO GALERİ VİDEO GALERİ
Politika
14 Ocak 2020 Salı 16:03

"Benim eşim nereye gideceğini bilir"

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, belediyeye ait kitapçıda Selahattin Demirtaş ve Sakine Cansız’ın kitaplarının satışına yönelik tepkilere yanıt verdi. Demirtaş’ın kitabının her yerde satıldığını söyleyen İmamoğlu, "Devletin kurumları da buna dahil' dedi. Demirtaş'ın kitabından uyarlanan tiyatro oyununa gitmesine yönelik tepkileri ise İmamoğlu, “Eşim, nereye gideceğini bilir. Türkiye'yi yorumlayan, dünyayı yorumlayabilen ve ona göre nereye gideceğini bilen Türk kadını, bana soracak halleri yok" dedi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 20'nci ilçe belediyesi ziyaretini Sultanbeyli'ye gerçekleştirdi.

Sultanbeyli Belediye Başkanı Hüseyin Keskin, İmamoğlu ve İBB üst yönetimini makam odasında ağırladı.

Başkan Keskin ve beraberindeki ilçe belediye yöneticileri, İBB heyetine sunum yaptı.

Sunumun ardından, İmamoğlu ve Keskin İBB'ye ait Sultanbeyli Gölet Sosyal Tesisleri'nde incelemelerde bulundu. İmamoğlu, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını da burada yanıtladı.

İBB'ye ait İstanbul Kitapçısı'nda Selahattin Demirtaş'ın ve Sakine Cansız'ın kitaplarının satışına yönelik tepkilerle ilgili “Kitap konusu yıllar önce de başka şekilde eleştiriye sebep olmuştu. ‘Bomba kadar etkili' diye bir tarif yapılmıştı. Bu olaydan sonra, bunu yapanlar, bu ülkede 15 Temmuz'u gerçekleştirmişti. Bu tarz laf söyleyenlerin pişman olduklarını düşünüyorum. Sayın Demirtaş'a ait kitap her yerde satılıyor. Devletin kurumları da buna dahil. PTT'nin de sitesine girin, var TBMM'nin de sitesine girin, var. İktidara çok yakın kitapçıda da var. Olabilir de. Olmalıdır da. Kaldı ki bir kitabın yasak olup olmadığına karar verecek olan, bu ülkenin mahkemeleri, savcılıkları” yorumunda bulundu.

“5 YILDIR SATIŞTAYDI BİZ KALDIRDIK”

Sakine Cansız'ın kitabının da İstanbul Kitapçısı'nda 5 yıldır satışta olduğuna dikkat çeken İmamoğlu “Ama gelen haklı tepkiler üzerine biz, o kitabın satışını sitemizden iptal ettik. Ama bu konu üzerinden bir hamaset oluşturarak, yine bir düşmanlık kurgusu üzerine önce sosyal medyadan başlatıp sonra başka iletişim araçlarına taşıyarak, yani bir nevi böyle toplumu infiale getirmek… Bunlar hoş şeyler değil. Toplumu boş işlerle uğraştırma meselesi” dedi.

“BANA SORACAK HALİ YOK”

İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu'nun Selahattin Demirtaş'ın kitabından uyarlanan “Devran' oyununu izlemesine yönelik tepkilere ilişkin soruya da “Benim eşim, iyi eğitim almış, üniversite bitirmiş, masteri olan doktorası olan bir Türk kadını. Benim eşim, nereye gideceğini bilir. Türkiye'yi yorumlayan, dünyayı yorumlayabilen ve ona göre nereye gideceğini bilen Türk kadını. Kadınların bir kitap üzerinden bir oyunu izlemesi, sürece katkı sunmasını çok olgun bir tavır olarak görüyorum. Destekliyorum da. Eşimin de başta olmak üzere, bana soracak halleri yok. Ben, bu devlet adamlığı çağrısını her zaman ifade etmiştim. Söylenen sözler, ifade edilen tanımlar, tarifler o kadar kötü ki. Üzüntü ile takip ediyorum. Keşke bu kadınların yaptığına 10-15 kadın daha eklense. Belki bu ülkede kadın eliyle farklı bir atmosfer doğabilir. Belki bu ülkede, barış ve huzur ortamı oluşabilir. Keşke bunu yapabilsek. Bu konuda biraz erkek çeneleri az konuşsa” yanıtını verdi.

BAKANLAR CUMHURBAŞKANINI YANILTIYOR

İmamoğlu'na Başakşehir Hastanesine bağlantılı metro hattının durdurulduğunu ilişkin haberler de soruldu.

Bu iddianın yalan olduğunu belirten İmamoğlu “Ben, bu yalan ifadelerden dolayı bir uyarıda bulunmak istiyorum. Özellikle Sayın Cumhurbaşkanı'na uyarıda bulunmak istiyorum. Ben, kendilerini yanılttıklarını düşünüyorum kendi bakanlarının. Örnek mi? Melen Barajı. Melen Barajı'nı biz gündeme taşıdık. Devlet Su İşleri'nin (DSİ) gündeminde çözüm aradık, didindik; olmadı. Bizim gündeme getirmemizle Sayın Cumhurbaşkanı'nın haberi olunca ödeneği çıktı DSİ üzerinden. Çatlakları, biz gündeme getirince öğrendi Sayın Cumhurbaşkanı. İkincisi Kanal İstanbul'da 30 milyon metrekareye yakın arsa hareketi olduğunu tariflediğimiz yerde, birkaç gün önce, ‘Burada hiç arsa hareketi yok' diyen bakan var. Tek bir yalanlama yok. Çünkü biz doğruyu söyledik. Bu konuda da herhalde Sayın Cumhurbaşkanı'nı yanıltıyorlar. Sadece o da değil. ‘ÇED raporuna İBB memuru onay verdi' dediler. Halbuki öyle bir şey yok. Hazirun cetveline attığı imzayı, onay olarak Cumhurbaşkanı'na anlatmış olabilirler” dedi.

2 YILDIR DURUYORDU BİZ HAREKETLENDİRDİK

Aynı şekilde Ulaştırma Bakanı'nın da “Şehir hastanesine giden metroyu İBB iptal etti” dediğini aktaran İmamoğlu “Bizim öyle bir hamlemiz yok, hiç olmadı da. Başından beri Ulaştırma Bakanlığı'nın sürece dair söylediği her şey yanlış, eksik. Şimdi işin içine yalan ifade de girdi. Bu çok ayıp. Yakışıksız bir durum. Buradan siyaset yapmayın. Yardımcı olması gereken atanmış bakanların işi, bize laf yetiştirmek. İşinize bakın. ‘Efendim ben İBB Başkanına bilgi vermem. Çünkü ikna olmaz.' Nereden biliyorsun? Bilgi al, bilgi ver. Sayın Bakan'ın görevi ne? Bu ülkeye fayda sağlamak. Ben burada, Sayın Cumhurbaşkanı'na da doğru bilgileri aktarmadıklarını düşünüyorum. Yaklaşık 2 yıldır duran bir metro hattından bahsediyoruz. Orayı hareketlendirme, bir an önce bitirme çabamız var” diye konuştu.

HAZİNE BİZİ REDDETTİ

Cumhurbaşkanı'na metro çağrısı yapan İmamoğlu şunlar kaydetti:

*Gelin elbirliğiyle duran bütün metro hatlarını harekete geçirelim 2022-2023 bitmeden. 2020'de, özellikle kredi imkanı sağladığımız bazı metro hatlarıyla ilgili de talep açmıştık.

*Bizim krediyi harekete geçirebilmemiz için Hazine onayı gerekiyor. 3 hatla ilgili bizim bu talebimiz reddedildi Ocak ayının ilk haftası. Belki bundan da Sayın Cumhurbaşkanı'nın haberi yok. Reddedilmese, biz o kredi imkanlarıyla metro hatlarını çok hızlı harekete geçirebileceğiz. Kredi imkanı var, biz buluyoruz. Sadece istediğimiz bir dokunuş.

KANAL İSTANBUL YANITI: ÇOCUK OYUNCAĞI MI BU?

İmamoğlu, Kanal İstanbul'un 75 milyar TL olarak bilinen maliyetinin Ulaştırma Bakanı tarafından 15 milyar dolar olarak açıklanmasını da değerlendirdi.

İmamoğlu “Bir ara ‘75 milyar lira' dendi. Bir ara ‘20 milyar dolar' dendi. Şimdi ‘15 milyar dolar' deniyor. Sayın Bakana bir kişi şunu sorsun; ‘Kaç metreküp hafriyat çıkacak, birim maliyeti ne? Ne kadar köprü yapılacak, birim maliyeti ve toplam yaklaşık maliyeti şu.' Yukarıdan aşağıya bir diziversin ya. Bu ülkenin milyarlarca dolarlık iş yapmış müteahhitleri, teknik insanları var. Bir anda, bir günde maliyet ortaya çıkar. Niye böyle yuvarlak kelimeler? Çocuk oyuncağı mı bu? İstanbul halkının da büyük bir kısmının karşı çıktığı bir konu. Maliyetiyle ilgili ‘Yılda beş milyar dolar gemilerden gelir kazanacak' deniyor. Be ne diyebilirim ki? Yeğeninin yarım saate karşıdan karşıya geçtiğine inanarak bunun doğruluğunu savunan bir bakanın söylemine, benim inanmak içimden gelmiyor. Orada, 1 milyonun üzerinde bir şehir tasarlanıyor. Bana göre bu rakam daha yüksek, 1,5 milyon” dedi.

“BEN SÖYLEMİŞTİM”

İmamoğlu açıklamalarını şöyle sürdürdü:

*Ben söylemiştim. ‘Bu iş 100 milyarlara çıktı, ekranlarda 200 milyar verseniz kurtarmaz' demiştim. Göreceksiniz. Maliyetin ne kadar yüksek olduğunu hep beraber göreceğiz.

*Tahmin edilemeyen maliyetler de bu işin dışında. Hele işin içine hafriyat ve alt yapı sokmuşsanız, yirmi otuz metre alttaki çamur tabakalarla ilgili somut bilgiler yoksa, şehri Allah korusun.

*Daha bu başlangıç. Feryatları göreceksiniz. İnsanların elli yıldır, yüz yıldır yaşadıkları yuvalarından edildikçe, bir de ‘Gidin orada kooperatif kurun evleriniz yapın' diye hayal satacaklar insanlara.

*Bu tarafı konuşulduğunda ÇED raporu asıldı, şimdi planlar askıda, hemen kamulaştırma yazısı yazıldı. Kimin haber var? Böyle bir şey olabilir mi? Türkiye'yi ve İstanbul'u bu kadar alabora eden, akşamdan sabaha kadar bu kadar meşgul eden bir süreç, akıl tutulmasıdır.

*İnşallah bu iş olmayacak. İnşallah bu geri dönecek. İstanbul adına da Türkiye adına da bir travmadır.